Arşiv | Tatlılar RSS feed for this section

ÇİKOLATALI SÜRPRİZ PASTA

20 Ara

Çikolatalı sürpriz pasta, Yağmur’un 2. yaş günü partisinden bir tarif. Doğumgünü pastası nedeniyle, tatlı büfesini sınırlı tutmuş, 3-4 çeşit tatlı hazırlamıştım. Pastamız meyveli olunca, çikolata severleri memnun edecek bir lezzet eklemek gerekti menüye. Bende bir süredir yapmak için bahane aradığım çikolatalı pastayı hazırladım. Tarif tamamen benim daha önceki klasik kek ve krema tariflerimden yola çıkarak hazırladığım bir tarif oldu, pastanın çarpıcı tarafı, görüntüsüydü. Kakao ve çikolatalı kek ve krema ile toprak görüntüsü yaratarak, üzerlerine koyduğum nane dalları ile, saksıya dikilmiş nane görüntüsü yakalamaya çalıştım. Açıkcası oldukça zahmetliydi, hele 40 kusür kavanazu tek tek ve kat kat doldurmak düşündüğümden zor oldu, neyse ki parti öncesi son akşam evde bana yardım edebilecek sevdiklerim vardı.

Porsiyonluk hazırladığım pastalar için Yağmur’un hazır mama kavanozlarını kullandım. Ufak oldukları için tek kişi için uygun ölçüdeydi. Kekimi daha lezzetli olması için sünger kek yerine klasik kek tarifime yakın hazırladım. Kekimi önceden pişirip, hava almasını önleyecek şekilde sarıp, buzdolabına kaldırdım. Kremasını da klasik pastacı kremasını bol çikolata, fıstık ve kakaolu olarak parti öncesi son akşam hazırladım. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (10 kişilik)

Kek için:

– 4 yumurta
– 1 su bardağı toz şeker
– 1 su bardağı yoğurt
– 100 ml krema
– 1 çay bardağı sıvıyağ
– 2 yemek kaşığı kakao
– 150gr bitter çikolata
– 1 paket kabartma tozu
– 1/2 çay kaşığı karbonat
– 2,5 su bardağı un

Kreması için:

– 1 litre süt
– 1,5 su bardağı şeker
– 4 yumurta sarısı
– 3 yemek kaşığı mısır nişastası
– 1 çay kaşığı vanilya özütü
– 200 ml krema
– 200 gr bitter çikolata
– 2 yemek kaşığı antep fıstığı içi
– 2 yemek kaşığı kakao

– Süslemek için nane dalları

Yapılışı:

Öncelikle kekimizi pişirmek için, kek harcını çırpmaya başlıyoruz. Derin ve büyük bir kasede yumurtalarımızı çırpıp, kabarttıktan sonra, şekerimizi ekleyip, yine çırpıyoruz. Karışım yine kabaracak, sonrasında sıvıyağ, yoğurt ve kremamızı ekliyoruz. Kakoumuzu, kabartma tozunu ve karbonatı, unumuzun içine ekleyip, karıştırdıktan sonra 3-4 defa da unumuzu ekleyip, karışımı çıprmaya devam ediyoruz. Çırpma işlemini, el mikseri veya mutfak robotu ile yapabilirsiniz. Kek harcımızı son olarak, ufak ufak kıydığımız(bıçakla) çikolatamızı ekleyip, yağlı kağıt serilmiş bir dikdörtgen tepsiye boşaltıyoruz ve önceden ısıtılmış 170 derece fırında 45-50 dakika pişiriyoruz.

Kremamız için; derin bir tencerede sütümüze, yarım su bardağı şekerimizi ve vanilya özümüzü ekleyip şeker eriyene kadar orta ateşte ısıtıp ocaktan alıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Ayrı bir karıştırma kabında yumurta sarılarını, nişastamızı, kakomuzu ve kalan şekerimizi mikser ile çırpıyoruz, süt karışımımızdan 1 su bardağı alıp, yumurtalı karışıma ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Daha sonra bu karışımı tenceredeki süt karşımına ekleyip, sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kremamız kıvam alıncaya kadar pişiri yoruz ve krema ve çikoalatamızı ekleyip, iyice karışmalarını sağlıyoruz. Daha sonra ocaktan alıyoruz ve antep fıstığı içini ekliyoruz. Ilınması için farklı bir kaba alıp, kabuk tutmaması için aralıklı olarak karıştırıyoruz. Normal krema kıvamından biraz daha yumuşak olacak kıvam, çünkü kek arasına sürmek yerine kavanozlara dökeceğiz.

Kremamızı da hazırladıktan sonra, pastamızı yapmaya başlayabiliriz. Kavanozlarımıza önce 3 cm büyüklüğünde parçalara kestiğimiz kekimizden koyuyoruz, sonra kremamızdan, sonra yine kek ve tekrar krema koyarak kavanozlarımız üstlerinde 1 parmak boşluk kalacak şekilde dolduruyoruz. Bu kısmada keklerin dilimlenmesi sırasında oluşan kırıntılardan elimizle ezerek koyuyoruz. Bu işlem kavanozun üst kısmında toprak görüntüsü oluşturuyor. Tüm kavanozlarımızı bu şekilde hazırladıktan sonra, kavanozlarımıza son olarak nane dallarını yerleştiriyoruz. Bu işlem için de nane dallarının sap kısımlarını biraz uzun tutup, toprağa girmiş gibi görünmesi için, kavanoza saplıyoruz. Afiyet olsun…

Not: Nane dallarını önceden hazırladığım ve havalar sıcak olduğu için, fotoğrafı beklerken benim nanelerim biraz bayıldılar. Daha diri nanelerle daha net bir saksı görüntüsü yakalayabilirsiniz.

Reklam

İKİ RENKLİ CHEESECAKE (VANİLYALI VE ÇİKOLATALI ZEBRA CHEESECAKE)

22 Kas

İki renkli cheesecake çok uzun süredir blogun yayınlanmayı bekleyen gelecek tarifi idi, nihayet okuyucularla buluşuyor….
Blogumun takipçileri cheesecake sevgimi bilirler, çok farklı aromalarla(gerçek meyvelerden), farklı şekillerde denediğim bir lezzettir. Güzel yaptığım da söylenir:)

Daha önceki cheesecake tariflerimde (linkden cheesecake dosyasına ulaşabilirsiniz.) kalp şeklinde bir kalının iki tarafını farklı aromlarla yapmıştım, aynı şekilde muffin kalıplarında da hazırlamıştım. Bu defa daha farklı bir görünüm için pek çoğunuzun bildiği zebra kek formunu kullandım. Bu kek kakaolu kek karışımı ile sade kek karışımının sıra ile yovarlak bir kalıp veya tepsiye dökülmesi ile elde edilen zebra görünümden alıyor ismini. Ben de çikolatalı cheesecake’i çok sevsemde ağır bulduğum için bu şekilde yapmaya karar verdim.

Tarifi hazırlarken görüntünün nasıl olacağına dair tereddütlerim olsa da, sonucu beğendim. Hazırlık aşaması biraz zahmet verse de özel bir şey yapmak isterseniz bu tarifi deneyebilirsiniz. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

-600 gr. krem peynir
– 1 bardak toz şeker
-3 tatlı kaşığı mısır nişastası
-4 adet yumurta
-1 paket krema (200 ml)
-150 gr bitter kuvertür çikolata
– 1 tatlı kaşığı kakao
-1 çay kaşığı vanilya özü
-1,5 paket yulaflı bisküvi (240 gr)
-100 gr tereyağı

Yapılışı:

Öncelikle cheesecake’in bisküvi tabanını hazırlıyoruz. Bisküvileri mutfak robotunda ya da döverek kırıntı haline getiriyoruz ve erittiğimiz tereyağı ile iyice karıştırıyoruz. Kalıbının kenarlarını fırça yardımıyla yağlayıp, tabanına pişirme kağıdı yerleştiriyoruz. Bisküvi karışımını kek kalıbının tabanına boşaltıp, her tarafta eşit yüksekliğe gelecek şekilde bastırıyoruz ve buzdolabına kaldırıyoruz.
Karıştırma kabımıza krem peyniri, mısır nişastası ve toz şekeri ekleyip mikser ile çırparak kalın bir krema kıvamına getiriyoruz. Yumurtaları birer birer bu karışımın içine kırarak çırpmaya devam ediyoruz. Bu aşamada dikkat etmemiz gereken şey, yumurtaları çok fazla çırpmamak, aksi halde kekimizin üstünde pişerken çatlaklar oluşabilir. Son olarak kremayı, bu karışıma ekleyip karıştırdıktan sonra karışımımızı 2’ye bölüyoruz. Yarısının içine kakaomuzu ve benmari usulü erittiğimiz bitter çikolatamızı ekleyip, çok fazla çırpmamaya çalışarak homojen bir karışım haline getiriyoruz. Kelepçeli kalıptaki bisküvi tabanının üzerine sırayla önce vanilyalı, sonra çikolatalı olmak üzere karışımlarımızdan 1’er büyük kaşık kadar döküyoruz ve karışımlarımız bitene kadar devam ediyoruz. Tüm karışımı sırayla kalıba döktükten sonra, önceden 175 derece ısıya getirdiğimiz fırında yaklaşık 10 dakika kadar pişirip, 10 dakika dolunca fırının ısısını 90 dereceye düşürüyoruz ve bu düşük ısıda yaklaşık 60-70 dakika daha pişirmeye devam ediyoruz. Kekin tam ortası ıslak veya parlak değilse pişmiş demektir. Cheesecake’miz oda ısısına gelince buzdolabına koyup, üstünü kapatmaksızın bir gece bekletiyoruz. Afiyet olsun…

TİRAMİSU ve ZABAGLIONE KREMASI

31 May
Tiramisu…. Yani beni neşelendir, daha iyi hissettir. İtalyan klasiği olan bu tatlının tam kelime karşılığı “beni yukarı çek”, pek çok tatlı gibi insanı mutlu etmesi beklenen, bu amaçla yediğimiz bir lezzet. Blogda yeralan daha eski tiramisu tariflerinde bundan ve tiramisunun çıkışından bahsetmiştim. En son tarifi 2008’de yayınladığımı farkedince, tiramisunun tarihçesine bu yazıda da yervermeye karar verdim.
En yaygın hikayeye göre, tiramisu ilk kez 17’nci yüzyılın sonlarında yapılmaya başlanmıştır, bu tatlı, Toscana Dükü III. Cosimo De Medici’nin birkaç günlüğüne taşınmaya karar verdiği Siena şehrinde doğar. Sienalı pastacılar dükün onuruna, asaleti temsil eden özellikler taşıyan bir tatlı hazırlamayı kararlaştırırlar. Bu, içinde basit ama lezzetli malzemeler bulunan, asiller hayatın tatlarını çok sevdiğinden aynı zamanda gösterişli ve afrodizyak bir tatlı olmalıdır. Böylece o zamanlar dükün onuruna yapıldığından “dükün tatlısı” adı verilen ve şimdi tiramisu denilen tatlı ortaya çıkar. Dük, Sienalı pastacıların el becerilerine ve tatlının lezzetine hayran kalınca, tarifi Floransa’ya götürür. Böylece “dükün tatlısı” iyice ünlenir, hatta şöhreti Toscana sınırlarını aşıp Venedik’e, oradan da tüm İtalya’ya yayılır. Asırlar geçtikçe de oradan tüm dünyaya…

Tabi bu yayıylamalar sırasında tarif de farklılıklar göstererek, değişik şekillerde yapılmaya başlanmış. Ama sanıyorum ki, tüm farklı yorumlara rağmen klasik tiramisu hiç bir zaman tahtından inmeyecek:) Ben de daha önce pandispanyalı, çilekli versiyonlarını yapmıştım, ama restoranlarda yediğimiz lezzetteki bir tiramisuyu yapmayı da hep istedim. Son yazdığım, buradan ulaşabileceğiniz tarif de bu lezzete çok yakındı. Bugün paylaştığım tarifle krema hazırlama süreci dışında oldukça benzerlik gösteriyor. Bugünkü kremanın adı “zabaglione”. Zabalione yumurta sarısı, şeker, marsala şarabı (tatlı bir şarap çeşidi, yurtdışından almıştım, yerine rom veya tatlı bir şarap veya likör kullanabilirsiniz) ve süt kremasından oluşan bir tarif. Bazı kaynaklarda limon kabuğu rendesi de kullanılıyor. Benmari yöntemi ile hazırlanan pürüzsüz kıvamı ile hem pratik, hem de lezzetli bir krema olduğunu söyleyebilirim. Bu tarife mascarpone peyniri ekleyince tiramisu için harika bir krema oluyor. Peynirsiz hazırlayarak (peynirli de tercih edilebilir tabi) pek çok tatlı için, özellikle meyveliler için kullanabilirsiniz. Tarifimiz gelince;

Malzemeler: (8 kişilik)

Zabaglione Kreması için:

– 6 adet yumurta sarısı
– 2/3 su bardağı toz şeker
– 1/2 su bardağı marsala şarabı
– 200ml süt kreması (1 kutu)

Tiramisu için:

– 2 fincan espresso
– 1 yemek kaşığı şeker
– 1 su bardağı sıcak su
– 300 gr kedi dili bisküvi (savoiardi)
– 500 gr mascarpone peyniri
– 1/2 çay bardağı kahve likörü veya viski
– 1 yemek kaşığı kakao
– Süslemek için beyaz pul çikolata, nane yaprağı

Yapılışı:

Öncelikle kremamızı hazırlıyoruz. Bunun için yumurta sarılarımızı iyice köpürüp, kabarana kadar çırpıyoruz. Sonra şekerimizi ve şarabımızı ekliyoruz. Bir benmari kurarak (derin bir tencereye kaynamış su koyup, ocakta altı açık tutuyoruz ve kabımızı tencerenin üzerine sıcak suya direkt temas etmeyecek şekilde yerleştiriyoruz) kremamızı, koyulaşıp kıvam alana kadar karıştırarak (karıştırma işleminde tahta veya silikon bir spatula kullanıyoruz) pişiriyoruz. Kaynamaya başlayınca ocaktan alıyoruz ve peynirimizi ekleyip, karıştırmaya devam ediyoruz. Ayrı bir kapta kremamızı köpürüp, kabarana kadar çırpıyoruz. Ilınmış olan peynirli kremamıza, çırpılmış süt kremamızı da ekliyoruz ve homojenleşene kadar karıştırıyoruz. 
Derin bir kaseye espresso, şeker ve sıcak suyu ve tercihimize göre likör veya viskimizi ekliyoruz. (İsteğinize göre alkolsüzde hazırlayabilirsiniz.) Tatlımızı hazırlayacağımız kaba kremadan 1-2 yemek kaşığı koyup, üzerine hazırladığımız kahveli karışıma  batırıp çıkarttığımız kedidili bisküvilerden diziyoruz. Krema, kedidili sıralamasını tekrarlayarak kabımızı dolduruyoruz, en üst tabaka krema olacak şekilde. Tatlımızı hazırlayınca üzerine kakaomuzu da serpiştirip, buzdolabında 4-5 saat dinlendirdikten sonra servise çıkarıyoruz. Servis öncesi benim yaptığım gibi beyaz çikolata ve nane yapraklarıyla süsleyebilirsiniz. Tatlıyı ayrıca porsiyonluk kaplarda, tek tek de hazırlayabilirsiniz. Afiyet olsun….

Bu fotoğrafta tatlının en final hali….

MOZAİK PASTA ve UZMAN TV İLE VİDEOLU TARİFLER

21 May

Mozaik pasta blogda yeralan birkaç tarif gibi bana çocukluğumu hatırlatır. Canımız tatlı istediğinde annemin hemen yapıverdiği bir tarifti. Çay saatlerinin, tatlı krizlerinin vazgeçilmez bir tarifidir, pratik ve lezzetlidir. Ben de şimdilerde çok olmasa da, eskiden sık yapardım.

Kızıma hamileliğim sırasında Uzman TV’den bana ulaşarak bazı tarifleri benimle çekmek istediler, mozaik pasta da bunlardan biriydi. Biraz gecikmeli oldu ama bu tarifle beraber bloga, videolu tarifler bölümünü de ekliyorum. Uzman TV’de mozaik pastanın yanısıra 11 tarifin daha kayıtları mevcut. Bunlar da zaman içinde bloga eklenecek. Mevcut tariflerin videolarını da sizlere yeni yazılarla duyuracağım. Bu kayıtları izlerken hamileliğimin ilerleyişini ve doğum sonrası halimi göreceksiniz. Ben kendimi izlerken çok güldüm, hamileliğim anlaşılmadığı günlerdeki kilolu halimi izleyenler “bu kız hem yapıyor hem de yiyor belli ki” diyecekler diye. Bu açıklamalardan sonra gelelim pratik tarifimize;

Malzemeler:

– 500 gr pötibör bisküvi

– 150 gr tereyağ

– 1,5 su bardağı süt
– 2 yemek kaşığı kakao
– 1 çay bardağı pudra şekeri
– 1 su bardağı iri kıyılmış ceviz
Üzeri İçin:
– 120 gr bitter çikolata
– 100 ml krema
– Hindistan cevizi

Yapılışı:

Bisküvilerimizi iri olacak şekilde elimizle kırıyoruz ve derin bir kaseye alıyoruz. Tereyağımızı eritiyoruz ve sütümüzü el yakmayacak kadar ısıtıyoruz. Her ikisiniz de bisküvilerimizin üzerine döküp, kakao, pudra şekeri ve cevizimizi de ekleyip, karıştırıyoruz. Kakao ve diğer malzemeler tamamen karışınca içini streç folyo ile kapladığımız bir kalıba döküp, üstünü de streç folyo ile kapatıp, buzdolabında 3-4 saat dinlendiriyoruz. Buzdolabından çıkardığımız mozaik pastamızı servis tabağına alırken streç folyodan ayırıyoruz. Ufak bir sos tenceresinde kremamızı kaynama noktasına gelmeyecek kadar ısıtıyoruz ve ocaktan alıyoruz. Çikolatalarımızı parça parça ekleyip, sürekli karıştırarak kremanın içinde erimesini sağlıyoruz. Çikolatalar tamamen eriyip, sosumuz ılık hale gelince mozaik pastanın üzerine döküyoruz. Üst kısmına hindistan cevizi serpiştirip, buzdolabında tekrar 1 saat dinlendiriyoruz. Dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

Not: Kalıp kullanmak istemezseniz folyo ile piramit şekli de verebilirsiniz.

Nasıl yapıldığını detaylı olarak aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz.

İTALYAN TRİFLE (ITALIAN TRIFLE)

11 May

İtalyan trifle

Sayfamın takipçileri İtalyanca grubumla olan buluşmalarımızdan haberdar, blogger grubum kadar düzenli olmasa da bu grubumla da mümkün olduğunca görüşmeye çalışıyoruz. Bazen bir eğlence mekanın da, bazen bir etkinlikte, bazen de içimizden birinin evinde toplanıyoruz. Bizim evde gerçekleşen daveti yazmıştım burada, bu buluşmadan sonra bir kahvaltı buluşması yaptık, Sena ve Kurtça’nın evinde ve daha düzenli buluşalım diye hemen o gün bir sonraki buluşmayı kararlaştırdık. 1 Mayıs günü Tanju ve Kerem’in hazırladığı harika yemek masasının etrafında buluştuk. Çok eğlendik, çok yedik, çok keyifle geçen o günün esprisi “en güzel işçi bayramı kutlaması” idi aramızda.

İtalyanca-01.05.2011

Keyifli soframızın ufak bir kolajı yukarıda. Ufak diyorum çünkü, yeyip, gülmekten deniz ürünleri ağırlıklı menünün diğer yemeklerini (ıspanaklı ve somonlu penne makarna, fırında balık, kremalı fırın patates, limonlu sorbe) çekememişim. Tabi masada en çok puanı çok pratik olmasına rağmen ızgara kabaklar aldı, hatta yemeğe gecikenlere bırakmayı bile düşünmeden bitiriverdik:) Azizeciğimin sardığı yaprakları da unutmamak gerek, özel istekti, ellerine sağlık:)

Ben de genelde yaptığım gibi buluşmaya bir tatlı ile gittim; İtalyan trifle…

Trifle krema, meyve, sünger kek ve krem şanti (veya çırpılmış krema) ile hazırlanan bir tatlı, benim yaptığımı İtalyan yapan ise Marsala şarabı ile hazırlanan bir şurubun kullanılması ki bu şarap tiramisuda da kullanılan şaraptır. Trifle çok farklı şekillerde hazırlanmaya uygun, değişik meyveler, değişik aromalarda şuruplar ve keklerle, üzerine kremşanti, dondurma gibi eklemelerle, görselliği ve lezzeti zenginleştirilebilecek bir tatlı. Tabi bu görsellik için benim kullandığım gibi ayaklı olmasa bile şeffaf camdan derin bir kase seçmenizi öneririm. Ben tatlıyı hazırlarken üzerine ayrıca krem şanti eklemedim, vaktim azalmıştı ve kalorisini arttırıp, ağırlaştırmak istemedim. Bir dahaki sefere süsleme için az miktarda yapmak niyetindeyim. Tarif kaynağından farklı olarak bir de evde bulunmasına rağmen şurubumu Marsala şarabı yerine yine tatlı bir İtalyan şarabı olan İl santo ile hazırladım. Orjinal tarif buradan, ben bazı farklılıklarla uyguladım ve tarifim şöyle;

Malzemeler (8-10 kişilik):

Kreması için:

-1 litre süt
-4 yumurta sarısı
-1,5 su bardağı toz şeker
-1/3 su bardağı mısır nişastası
-1 çay kaşığı vanilya özütü*

Şurubu için:

-1/3 su bardağı toz şeker
-2 adet portakalın kabuk rendesi (ince rendelenmiş)
-1 su bardağı portakal suyu
-1/2 su bardağı il santo veya marsala şarabı*

Kek ve süsleme için:

– 1 adet sade veya kakaolu hazır pastaban*
-8-10 adet çilek
-Beyaz çikolata rendesi
-Taze nane yaprakları

* Vanilya özütü yerine 1 vanilya çubuğunu uzunlamasına 2’ye kesip içini çıkararak sütü ısıtırken ekleyip, daha sonra süzebilirsiniz.

*Şarap olarak marsala veya il santo yerine aynı miktarda bir tatlı şarap veya yarısı kadar portakal likörü kullanabilirsiniz. Alkol istemezseniz koymayabilirsiniz.

*Kek olarak hazır kek yerine kendi yapacağınız bir sünger keki veya kedidili bisküvilerini kullanabilirsiniz.

Yapılışı:

Trifle yapımına kremamızı pişirerek başlıyoruz. Derin bir tencerede sütümüze, yarım su bardağı şekerimizi ve vanilya özümüzü ekleyip şeker eriyene kadar orta ateşte ısıtıp ocaktan alıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. (Vanilya çubuğu kullanmışsak, sütümüz tekrar oda sıcaklığına gelince vanilya tohumlarını süzerek çıkarıyoruz)

Ayrı bir karıştırma kabında yumurta sarılarını, nişastamızı ve kalan şekerimizi mikser ile çırpıyoruz, süt karışımımızdan 1 su bardağı alıp, yumurtalı karışıma ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Daha sonra bu karışımı tenceredeki süt karşımına ekleyip, sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kremamız kıvam alıncaya kadar pişirip ocaktan alıyoruz ve ısıya dayanıklı bir kaba alıp soğumaya bırakıyoruz. (Tencerede bırakmıyoruz pişmeye devam etmemesi için) Üzerinin kabuk tutmaması için ise streç filmi direkt kremanın üzerine koyup, en az 3 saat vakit varsa 1 gece buzdolabında dinlendiriyoruz.

Kremamız soğuyup, dinlenirken eğer hazır kek kullanmayacaksak keki hazırlayabiliriz. (Yakın zamanda sayfayı sünger kek tarifi ekleyeceğim, bu tarifi kullanabilirsiniz)

Tatlımızın şurubu için tüm malzemeleri bir sos tenceresinde şeker eriyip, şurup kaynayana kadar pişiriyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Nefis portakal kokulu ve lezzetli bir şurup oluyor, bu tarif dışında da pek çok tatlıya uygulanabilir. (şurubun kıvam almasına gerek yok, normal sıvı kıvamında olması yeterli)

Trifle tatlımızı bir araya getirmek için, kekimizi 3’er santimlik kareler halinde kesip, hazırlıyoruz. Derin bir cam kaseye önce az miktarda kremamızdan koyuyoruz üzerine şurubumuza batırdığımız kek karelerimizden 3-4 adet koyup, bu şekilde malzemelerimiz bitene kadar en üst kat kremadan oluşacak şekilde devam ediyoruz. Üzerini dilimlenmiş çilekler (sap kısmı kesilmeden), beyaz çikolata kırıntıları ve nane yapraklarıyla süsleyip, soğumaya bırakıyoruz. Kaselerle servis ediyoruz. Afiyet olsun…

Not: Bu tatlıyı, 1 porsiyonluk ufak cam kaseler veya ayaklı uygun bardaklarla da hazırlayıp, servis yapabilirsiniz. Büyük kase kullanacaksanız, keki kasenin çapında kesip, kat kat olacak şekilde hazırlayabilirsiniz, ayrıca çilek yerine başka meyveleri (muz, böğürtlen, frambuaz gibi) tercih edebilir ve meyveleri de tatlının katları arasına koyabilirsiniz. Üzerini süslemek için de çırpılmış kremanın yanısıra, hindistan cevizi, kakao, bitter çikolata rendesi, file badem veya fındık da kullanabilirsiniz.
Fotoğraflarda cam kase buğulu çünkü buzdolabından çıkarıp çektim, masada bekleyenler olduğu için etrafını silmeye fırsatım olmadı:)

İtalyan trifle

>VİŞNELİ BROWNİ

14 Oca

>

Vişneli Browni

Browninin, cheesecake aşkım başlamadan önceki en sevdiğim tatlı olduğunu daha önce yazmıştım. Üzeriden akan çikolata sosla, cevizli bir browniyi düşününce bile mutlu olabiliyorum. Daha önce blogda en sevdiğim hallerinden biriyle yeralmıştı browni, beyaz ve bitter çikolatalı olarak bir etkinlik tarifi için hazırlamıştım. Bu defa ise biraz daha farklı, yoğun tadını hafifletecek vişne ve fındık eşliğinde hazırladım. İtalyanca grubum için hazırladığım bloga aktardığım tarif açısından bereketli masamızın iki tatlısından biriydi bu tarif. Diğeri ise hafif olması bakımından tercih ettiğim 3 farklı tatdan oluşan sütlü tatlımdı.

Vişneli Browni

Davet akşamı tuzlularla iyice doyunca tatlı tüketimi çok sınırlı oldu. Bardaktaki sütlü tatlıları bile paylaşan misafirlerim browniden de minik dilimler aldı. Bu durumda da koca browni bize kalmış oldu. Ben de davet akşamı çekmiş olduğum fotoğrafları beğenmediğim için ufak kalp kalıplarla kesip, tekrar çekim yaptım. Eğer sizde bu şekilde servis yapmak isterseniz, kare bir kalıp kullanmanızı tavsiye ederim. Böylece dilimlemek daha kolay olur, vereceğim ölçü 20 cm’lik bir kalıp için uygun, benim kalıbım biraz daha büyüktü ve browninin her tarafı eşit kalınlıkta olmadı. Bir diğer tavsiyemde vişne üzerine olacak, mevsimi değilse taze vişne kullanamayacağız, dondurulmuş vişneleri önceden çıkarıp, fazla sularını bırakmalarını sağlamalıyız ayrıca kağıt havlu ile iyice nemini almak, brownimizin yer yer hamur kalmasını önleyecektir. Açıklamalardan sonra gelelim tarifimize;

Malzemeler:

– 2 iri veya 3 orta boy yumurta
– 1 su bardağı esmer şeker (yoksa beyaz şeker de kullanabilirsiniz)
– 100 gr bitter çikolata (benmari usulü eritilmiş)
– 125 gr eritilmiş tereyağı
– 1/2 çay bardağı süt
– 2 yemek kaşığı kakao
– 1 çay bardağı iri çekilmiş fındık
– 1 su bardağı dondurulmuş vişne (mevsimi ise taze)
– 1 çay kaşığı kabartma tozu
– 2 su bardağı un

Yapılışı:

Eritilmiş tereyağı, şeker ve çikolatayı çırpıyoruz. Sonra ayrı bir kasede çırptığımız yumurtalarımızı ve sütümüzü ekliyoruz. Unumuzu, kabartma tozunu ve kakaoyu çukur bir kapta karıştırdıktan sonra, sıvı karışımımıza parça parça ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz. Son olarak fındığımızı ekleyip, browni karışımımızı yağlı kağıt serip, kenarlarını yağladığımız kalıbımıza boşaltıyoruz. Fazla suyunu kağıt havlu ile aldığımız vişnelerinizi de browninin üzerine serpiştirdikten sonra, önceden 160 derecede ısıttığımız fırında 30-35 dakika pişiriyoruz. Dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

Vişneli Browni

>YALANCI TAVUK GÖĞSÜ İLE ÜÇ RENKLİ TATLI ve BLOG HABERLERİ

3 Oca

>

3 renkli tatlı

Yeni yıla tatlı bir tarifle başlayalım. Tatlı yiyelim tatlı yaşayalım…

Ben 2011’e blogda ufak tefek değişikliklerle başladım. Onları da yılbaşı itibariyle duyurayım istedim. Sayfanın solunda bulunan ögeler arasına iki yeni bağlantı daha ekledim aradıklarınızı daha kolay bulmanız için, “Farklı Şeyler” ve “Peçete Katlama”. Farklı Şeyler’de güzel ve farklı sunum önerileri için, Peçete Katlama’da ise peçete katlama modelleri ile ilgili yazılar için kısayol tuşu var. Ayrıca Alacarte artık Facebook’da, Facebook sayfasının bağlantısını da sayfanın solunda bulabilirsiniz.
3 renkli tatlı İtalyanca grubuma tuzlularla dolan midelerimizi ferahlatmak için yaptığım sütlü bir tatlı. Tatlının temeli yalancı tavuk göğsü tarifi ile. Ailenin kalabalık olduğu zamanlarda evimizde sıklıkla yapılan bir tarifti. Davet için menü oluştururken uzun süredir yapmadığımı farkedip, biraz farklılık katarak uygulamaya karar verdim. Genelde limonlu olarak orta boy bir cam tepsi ile yaptığım bu tarifi bu defa 3 farklı lezzet ile bardaklarda sundum. Ama bu boy bile fazla geldi, bardakları paylaşarak yedi grubum. Bir dahaki sefere daha ufak tadımlık bardaklar kullanmayı planlıyorum. Sizlerde bardakla sunacaksanız daha ufak bardaklar tercih edebilir, sade veya tek bir aroma ile hazırlayabilir veya yine 3 farklı aroma ile cam tepside kat kat hazırlayabilirsiniz. Pratik ve lezzetli tarifimize gelince;

Malzemeler:

– 1 litre süt
-1,5 kahve fincanı un
-1 tatlı kaşığı buğday nişastası
-2 kahve fincanı toz şeker
-100 gr tereyağ
-1 tatlı kaşığı vanilya
-1 limonun kabuk rendesi
-1,5 yemek kaşığı Antep fıstığı tozu
-1 tatlı kaşığı kakao+50 gr bitter çikolata
-Süslemek için ahududu reçeli ve damla çikolata

Yapılışı:

Terayağını eriterek unu kokusu gidene kadar kavurduktan sonra nişastamızı ekliyoruz. Derin bir kasede süt şeker ve vanilyayı karıştırıyoruz ve tenceremize unun topaklanmasını önleyerek yavaş yavaş ilave ediyoruz. Sütümüz kaynayıp, kıvam alıncaya kadar karıştırarak pişiriyoruz. Daha sonra karışımımızı 3 eşit parçaya bölüyoruz ve birine limon kabuğu rendesi, diğerine kakao ve bitter çikolatayı (ufak parçalara kırıp, sıcakken karıştırıyoruz, erimesini sağlamak için) ve 3.süne Antep fıstığı tozu koyup, sakız kıvamına gelene mikserle çırptıktan sonra, sırayla servis yapacağımız kaselere koyuyoruz. Ahududu reçeli ve damla çikolata ile süsleyerek servis yapıyoruz.. Afiyet olsun.

3 Renkli tatlı-1

KREM BRULE (CREME BRULEE)

10 Ağu
krem-brule
Yaz geç geldi ama çok sıcak geçiyor, nem hayatı oldukça zorlaştırıyor. Ben de bu ayarsız havadan payımı aldım, geçtiğimiz haftasonunu hasta yatarak geçirdim. Dışardaki sıcağın üzerine kapalı ortamların kliması hasta etti. Neyse uzun aramızı güzel bir tatlı ile bozalım ve sonraki günler bu lezzetli tatlının tadında geçsin.
Krem brüle, yani “yanmış krema” yeniyıl soframızdan bir lezzet, daha sonra da birkaç kez yapıldı ve işyeri arkadaşlarına bile götürüldü ve herkesten tam not aldı ve tarifi iyice tescillenmiş oldu. Bu tatlıyı yapmadan önce yaptığım araştırmada, şimdiye kadar Fransız olduğunu düşündüğüm lezzetin aslında İngiliz tatlısı olduğunu, ancak Fransızlar tarafından benimsendiğini öğrendim. Sonuçta son derece lezzetli ve birkaç püf noktası dışında oldukça kolay bir tatlı. Krem brüleyi hazırlarken evdeki kitaplarımdaki tariflerle, netteki tarifleri karıştırarak en pratik ve lezzetli yolu seçmeye çalıştım. Ben yeniyıl yemeğimiz için klasik olarak hazırladım ancak damla sakızlısı da aklımda, kahveli, limonlu, portakallı ve lavantalı da yapmak mümkün, bu lezzetler için yapılacak şey; aşağıdaki tarifte kremayı ısıtma sürecinde aroma kaynağını ekleyip, yumurtayla karıştırmadan süzmek. Bir de bu tatlıyı aslında daha yayvan fırın kaplarında ince bir tabaka halinde hazırlamak daha doğru yol, ben evdeki folyo kapları yeniyıl sofrasına koymak istemediğim için, remkinlerimi kullandım, daha sonraki yaptıklarımda ise ince kaplarla tam kıvamını yakalamış oldum. Bu kadar açıklamanın üzerine tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (4 Kişilik)

– 2 cup krema
– 1/3 cup şeker
– 4 yumurta sarısı
– ½ çay kaşığı doğal vanilya özü (Yarım vanilya çubuğu)
– Üzeri için 4 çay kaşığı esmer şeker

Yapılışı:

Kremamızın içine vanilya özütünü veya bıçakla kesip içini çıkardığımız vanilya çubuğunun tanelerini koyup, aromanın kremaya geçmesi için ısıtıyoruz. Kaynama noktasına gelmeden ocaktan alıyoruz. Ayrı bir karıştırma kabında, yumurta sarısı ve beyaz şekerimizi çırpıyoruz. Ilınmış olan kremamızın içine ekleyip iyice çırpıyoruz. Vanilya taneciklerini almak için süzgeçten geçiriyoruz. Karışımımızı 4 adet ufak fırın kabına boşaltıyoruz ve karışımın üzerinde oluşan kabarcıkları, söndürüyoruz. Fırın kaplarını içine koyacağımız tepsimizin tabanına ıslak bir havlu yerleştiriyoruz ve fırın kaplarını koyuyoruz. Tepsimizin içine kapların yarısına kadar gelecek şekilde kaynamış su koyup, önceden 160 dereceye ısıtılmış fırında 30-35 dakika pişiriyoruz. Fırından alırken kremamız hala jöle gibi sallanıyor olacaktır. Tepsiden aldığımız fırın kaplarımız soğuyunca buzdolabında 4 saat kadar dinlendiriyoruz. Sonra üzerlerine 1’er çay kaşığı esmer şekeri serpiştirip pürmüz ile yakıyoruz. Buzdolabında tekrar soğutup, servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

AŞURE

30 Oca

Aşure…Türk mutfağının en eski tatlılarından biridir. Aşure günü ise hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günüdür. Ben maalesef bu günü kaçırdım, aşurem biraz gecikmeli de olsa komşularımın ve sevdiklerimin sofrasında yerini aldı ama tarifim geride kaldı. Ama hala yapmamış olanlar varsa diye ve önümüzdeki yıl için arşivde yerini alması amacıyla aşuremin tarifini yazmak istedim. Ön hazırlıkları nedeniyle zahmetli görünen, aslında çok zor olmayan bu nefis tatlının benim uyguladığım tarifi şöyle;

Malzemeler: (15 kişilik)

– 1,5 su bardağı aşurelik buğday (dövme/yarma)
– 1 su bardağı nohut
– 1 su bardağı fasülye
– 1 çay bardağı pirinç
– 2,5 su bardağı toz şeker
– 1 su bardağı süt
– 8 adet kuru incir
– 1 çay bardağı kuru üzüm
– 1 çay bardağı kuru kayısı
– 1/2 çay bardağı kuş üzümü
– 1/2 çay bardağı dolmalık fıstık
– 1 portakal kabuğu rendesi
– 1 çay bardağı fındık
– 1 büyük veya 2 küçük parça çubuk tarçın
– 1 adet elma

Üzeri için:

-1/2 narın tanesi
-İri kıyılmış ceviz
-File badem
-File fındık
-File fıstık
-Toz antep fıstığı
-Hindistan cevizi
-Toz tarçın
-Kuş üzümü
-Dolmalık fıstık

Yapılışı:

Aşureyi pişirebilmek için bazı ön hazırlıklar yapıyoruz. Aşurelik buğdayımızı, fasülyemizi ve nohutumuzu ayrı kaplarda önceden 1 gece suda bekletip, sonra düdüklü veya normal tencerede ayrı ayrı haşlıyoruz. Nohut ve fasülyenin fazla sularını süzüyoruz, ancak buğdayın suyu içinde kalıyor ve hazırlıklar tamamlanana kadar iyice şişiyorlar. 2. aşama olarak tahıllarımız beklerken pirincimizi ılık suda bekletiyoruz. Kuru kayısılarımızı ve üzümlerimizi de sıcak suda bekletiyoruz. İncirlerimizi ise hafifçe haşlıyoruz. (Böylece aşuremizin kararmasını önlemiş oluyoruz). İncir ve kayısı ılınırken, portakal kabuğumuzu rendeliyoruz. İncir ve kayısılarımızı da çok ufak olmamak üzere doğradıktan sonra, aşuremizi pişirmeye başlayabiliriz.
Aşure için büyükçe bir tencere içine buğdayımızı ve 2 litre suyumuzu ilave ediyoruz. Tenceremiz kaynamaya başlayınca fasülye ve nohutumuzu, sonra iyice yıkadığımız pirincimizi ilave ederek, karıştırarak pişiriyoruz. Baklagiller nişasta içerdiğinden tenceremizin dibinde yapışma olabilir, bunun için karıştırmayı ihmal etmememiz gerekiyor. Karışımımız kaynamaya başlayınca, kuru üzüm, dilimlenmiş kuru kayısı ve kuru incirimizi ve çubuk tarçınımızı ekliyoruz. Daha sonra sütümüzü ve arkasından şekerimizi ilave ediyoruz ve karıştırarak kaynatıyoruz. Aşuremizin şekerini ve kıvamını, tadına bakarak kontrol ettikten sonra, ufak dilimlenmiş elmamızı, portakal kabuğu rendemizi, kuş üzümlerimizi, fındığımızı (bütün halde), dolmalık fıstığımızı ekleyip, karıştırıyoruz ve tekrar kaynayınca ocaktan alıyoruz. Biraz ılındıktan sonra servis kaselerimize paylaştırıyoruz. Biraz da tabaklarda ılınan aşuremizin üzerini çok soğumadan süslüyoruz. Bunun için olmazsa olmaz nar tanelerimizi, tarçınımızı ve evimizde bulunan öneri olarak yukarıda belirttiğim malzemelerden istediklerimizi kullanıyoruz. Oda sıcaklığına gelince buzdolabına kaldırıyoruz. İsteğe bağlı olarak sıcak veya soğuk olarak servis yapabiliriz. Afiyet olsun…

Not 1 : Aşuremizi pişirirken yanımızda kaynamış su bulundurmamız gerekecek, çünkü karışım kaynadıkça su miktarı azalacak ve azar azar su ilave etmemiz gerekecek.

Not 2 : Nar tanelerinin çıkarılması sırasında etrafa suyunun sıçramasını önlemek için, narı derin bir kabın içinde lavoboda ortadan ikiye kesip, sonra tahta bir kaşığın arkası ile vurarak tanelerin kabımıza düşmesini sağlayabiliriz. Böylece hem nar suyu tanelerin içinde kalacak hem de etrafa çok fazla sıçramayacaktır.

BAYRAMLIK TATLAR VE TATLILARLA, İYİ BAYRAMLAR

29 Eyl
Tatil bitip İstanbul’a döner dönmez ramazan ayı da başlamıştı, 30 gün büyük bir hızla geçiverdi, hayallarimdeki iftar sofralarını kuramamanın üzüntüsü var ama bayramlık lezzet önerileriyle herkese iyi bayramlar dilemek istedim.
Eski günlerin bayramlarını özlüyorum, en çok da annemin elinden çıkan baklavaları… Oruç günlerinden sonra tüm aile yapılan kahvaltıları… Şimdilerde hepimiz büyüdük ve farklı yerlerde kendi evlerimizde yaşar olduk ve maalesef istediğimiz kadar çok görüşemez…
Ben bu bayramın tatlı sohbetlerin yapıldığı, tatlı likörlerin içildiği, tatlı lezzetlerin yenildiği, güzel buluşmaların yaşandığı günler olmasını dileyerek, bayramlık lezzet önerilerimi paylaşıyorum.

Bayramın anlamına özel cevizli baklava veya fındıklı gül tatlısı….

Vakit daraldı diyenlere nefis bir revani veya sütlü irmik tatlısı (prenses tatlısı)….

Tabi bunlarla çikolata yanına likörü unutmamak gerek, el yapımı çikolatalarla kahve likörü, çilek likörü veya tarifimi daha önceden hazırlamış olanlara vişne likörü….
BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN, HERKESE İYİ BAYRAMLAR