Arşiv | Zeytinyağlılar RSS feed for this section

ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR

13 Haz

Zeytinyağlı Enginar

Enginarda yazın vazgeçilmezlerinden, çok lezzetli ve faydalı olan bu sebzenin aslında bir mevsimi olmadığını tesadüfen tv’den öğrendim. Ülkemizde farklı bölgelerde yetişen enginarların şubat ve ekim ayları arasında çıktığını, sadece 3 ay taze enginar olmadığını öğrenince şaşırdım. Karaciğere iyi geldiğini pekçoğumuz biliyoruz, bunun yanısıra, kalbe ve safra kesesine de iyi geliyormuş, ayrıca kanı temizleyen bu şifalı sebze yorguluğu da gideriyormuş.

Mevsiminde tazesini yapmanın yanısıra, buzluğumda da bulunduruyorum enginarı. Dolmasından çok bu tarifle pişiriyorum. Tarif Hatsum’dan, son 1-2 kez yapışıma kadar her seferinde nasıl yapıyorduk diye arıyordum ama bloga ekleyerek tarifi bu sıkıntıdan kurtardım Ablamı:) Tarif kolay, niye takıldığımı merak edenler olabilir ama bazen oluyor, her zaman ulaşabileceğiniz bir kaynak olunca kayıt yapmıyorsunuz. Tarife geçmeden önce son nokta olarak tarifte, bütün soğan yerine arpacık soğan kullanabileceğinizi belirteyim. Umuyorum yaz bitmeden 1-2 enginar tarifi daha ekleyeceğim. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler : (4 kişilik)

– 5 adet enginar
– 1 büyük boy kuru soğan
– 4-5 adet ufak boy taze patates
– 2 havuç
– 1 adet kırmızı biber
– 1/2 su bardağı bezelye
– 2 çorba kaşığı un
– 1 çay bardağı zeytinyağı
– 1 tatlı kaşığı tozşeker
– 1 limonun suyu
– 9-10 dal dereotu
– Tuz

Yapılışı:

Öncelikle enginarlarımızı limonla ovup, 5-6 üçgen dilim olacak şekilde kesiyoruz ve derin bir kapta limon suyu ve un ilave edilmiş suyun içinde bekletiyoruz. Bu sırada kırmızı biberlerimizi küp veya halka şeklinde doğruyoruz, soğanımızın ve havuçlarımızın da kabuklarını soyup halka şeklinde doğruyoruz. Taze patateslerimizi yine halka şekilde doğrayıp, tencerimize soğan, havuç, biber enginar ve patates olarak 2-3 kat sıra olacak şekilde diziyoruz. Üzerine 1,5 su bardağı soğuk su, 1 çay bardağı zeytinyağı, şeker ve tuz ilave edip kapağı kapalı olarak 25-30 dakika pişiriyoruz. Yemeğimiz biraz ılınınca dereotunu kıyıp üzerine serpiştiriyoruz. Soğuk servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

Zeytinyağlı Enginar

Reklam

>PORTAKALLI VE BULGURLU PIRASA

8 Mar

>

Bulgurlu Pırasa

Blogumun 4. yaşını kutlarken, blogların kapalı olması çok can sıkıcı. Benim sayfamda bir blogger sayfası ama kendi alan adımı almış olduğum için sayfama erişilebiliyor, bazı bölümler de sorun olsa da sayfa çalışır durumda. Ama bu durumu değiştirmiyor, arkadaşlarım yokken buraların tadı da yok. Bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini biliyorum ve bekliyorum. Bloga yazmak da aynı nedenle içimden gelmedi ama neden duralım bekleyelim dedim, yasakları kabul etmek olacaktı bloga yazmamak.

Havaların iç karartıcı hali de devam ediyor, ben bu yıl soğuklardan çok sıkıldım, zaten bir arkadaşımın duyduğu bir habere göre bu kışın havası daha çok kadınlarda olmak üzere depresyon eğilimlerinlerini arttırmış. Neyse ki az kaldı şurda en fazla bir hafta on gün içinde bol bol güneş görüp, eski enerjimize kavuşuruz. Bu iki keyifsiz durum üzerine daha keyifli bir konuya geçelim…
Sebze yemeklerini genelde bir şey eklenecekse pirinç ile yaparız, neden bilmiyorum ama aile evimde de ıspanak, pırasa gibi sebzeler genelde biraz pirinç ilavesi ile pişerdi. Sade de yapılırdı ama eklenen nedense pirinç olurdu. Son yıllarda ise suçlanan beyaz pirinç nedeniyle yerini daha çok bulgur aldı. Ben genelde bulguru pirince tercih ederim. İstanbul’da yaşamaya başlayana kadar pek yemezdim pirinç pilavını, dışarda yemek yemek zorunluğu başlayınca ve restoran tabaklarının rakipsiz eşlikcisi pirinç pilavı olunca alıştım, şimdilerde seviyorum da, içine birşeyler ekleyince daha da güzel oluyor ama yine de bulgur…
Böyle düşünerek yaptım bu yemeği. Son zamanlarda dikkat ettiğim bir diğer konu da yemekleri mümkün olduğunca ekstra su eklemeden, sebzelerin suyu ile pişirmek. Çok su içermeyen sebzelerde ise yakışacak ise portakal ve limon suyundan faydalanıyorum. Bu şekilde pişen yemeğin lezzetinin başka olduğunu söylemem şart ve sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum. Sebzenizin suyu azsa, yakışıyorsa domatesin suyundan faydalanın veya uygun meyve sularından, lezzet farkını göreceksiniz. Pratik ve sağlıklı tarifimiz şöyle;
Malzemeler:
– 3-4 dal pırasa (500 gr)
– 1 adet havuç
– 1 adet kırmızı biber
– 1 adet portakal
– 2 yemek kaşığı zeytinyağ
– 1 adet limon
– 1/2 su bardağı bulgur (ince)
– Tuz
Yapılışı:
Pırasalarımızı yıkayıp, gerekiyorsa dış yapraklarını temizledikten sonra kalın halkalar şeklinde doğrayalım (ben genelde doğrama sonrasında tekrar yıkama yapıyorum aralarda kalan toprak vs olabilir diye), havucumuzun kabuklarını soyup, yine halka halka doğrayalım. Kırmızı biberimizi doğralım. Tencerimize zeytinyağımızı koyup, havuç ve biberimizi ekleyelim ve hafifçe kavuralım. Daha sonra pırasamızı ekleyelim ve kavrularak hafifçe yumuşamasını sağlayalım. Sonra bulgurumuzu ekleyip, üzerine sıkılmış portakal ve limon suyumuzu ilave edip, tuzumuzu ayarlayarak, kısık ateşte, bulgurumuz yumuşayana kadar 15-20 dakika kadar pişirelim. Servis yaparken taze nane yapraklarıyla süsleyebiliriz. Afiyet olsun….

Bulgurlu Pırasa

BALKONDA MİNİ ÇAY DAVETİ ve DAMLA SAKIZLI BARBUNYA

21 Haz

DSCN7662-1

Sosisli milföy börek tarifinde yeralan sofra, balkonda gerçekleşen mini çay daveti. Mini diyorum çünkü 3 kişilik bir davetti. İş yerinden arkadaşlarım, hafta başında iş çıkışı geldiler. Soframız kalabalıktı ama menüyü oluşturan lezzetlerin çoğu pratik tariflerdi.

kolaj

Menümüzü kolajda görüldüğü gibi;

Mercimek köfte (Yeşil mercimek yerine kırmızı mercimekle hazırladım)
-Buranelli kurabiyesi (Venedik’e özgü Burano’da yapılan limon aromalı bir kurabiye)
gül-tatlısı

Fındıklı gül tatlısı annemin spesyallerinden biliyorsunuz. Annemlere gittiğimizde şerbeti dökülmemiş halde getirdim bu tatlıdan.(Annem daha önceden hazırlamıştı) Davetli arkadaşlarımdan birinin tatlı ile pek arası yok, daha çok da şerbetli tatlıları sevdiğini söyleyince ben de evdeki tatlımı değerlendirmeye karar verdim. Sayfamda tarifi bulunan tatlının şerbetini hazırlayıp, sıcak sıcak döktüm, bir gün dinlenince hazır olmuştu.

barbunya

Damla sakızlı barbunya, sayfamda mevcut olan zeytinyağlı barbunya tarifini, damla sakızı ekleyerek uyguladım. Bağlantıyı tıklayarak asıl tarife ulaşabilirsiniz. Damla sakızlı olarak yapmak için, 2 küçük parça damla sakızını havanda dövdükten sonra, barbunyayı, ocaktan indirmeye yakın bir zamanda ekliyoruz. Aroma yoğunluğunu kendi damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz. Tarifteki ölçü ve 2 parça damla sakızı ile hafif bir aroma oluşuyor, arttırmak için 3 küçük parça sakız kullanılabilir. Afiyet olsun…

DSCN7666 -1

KÖZLENMİŞ PATLICAN SALATASI VE ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI

18 Ağu

Yaz daveti soframızdan diğer tariflerimiz, közlenmiş patlıcan salatası ve zeytinyağlı biber dolması Patlıcan salatası benim bu sofradan en sevdiğim tatlardan biri oldu, ekşi tadı öyle hoşuma gitti ki kalan salatayı, zeytinli ekmeğimizle birlikte afiyetle yedim. Biber dolması da masamızın diğer hafif lezzetiydi. Pratik tariflerimiz şöyle;


PATLICAN SALATASI

Malzemeler:

-3 adet patlıcan
-1 adet kırmızı biber
-1 büyük domates
-1 adet yeşil biber
-2-3 diş sarmısak
-1,5 limonun suyu
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-Tuz
-1-2 dal frenk maydanozu

Yapılışı:

Patlıcanlarımızı ve kırmızı biberimizi közleyip kabuklarını soyup, doğruyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken nokta patlıcanların kararmasını önlemek için kabuklarını zaman geçirmeden sıcak sıcak soymak ve hemen üzerilerine limon suyu sıkmak. Yeşil biberimizi çok ince şekilde doğradıktan sonra, domatesimizin de kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkartıyoruz ve doğruyoruz. Doğradığımız sebzelerimize ezilmiş sarmısağımızı da ekleyip, limon suyu, zeytinyağı ilavemizi yapıp, tuzunu ayarlayarak iyice karıştırıyoruz. Servis yaparken frenk maydanozu ile süslüyoruz. Afiyet olsun…

ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI

Zeytinyağlı biber dolması için buradaki tarifte yeralan dolma içini hazırladım, ek olarak sadece dereotu ilave ettim. Hazırladığım içi biberlerin içine doldurup, üstlerini domates dilimleri ile kapattım ve su ilavesi ile 30-35 dakika pişirdim. Limon dilimleri ile servis yaptım. Afiyet olsun…

KABAK ÇİÇEĞİ DOLMASI

8 Ağu
Etkinliğimizin üzerinden 1 hafta geçti, benim tarifimde sayfadaki yerini aldı. Aslında ben de etkinlik için soğuk ve tatlı bir lezzet düşünmüştüm, ama tarifler ağırlıklı olarak tatlı gelince, yazın en güzel lezzetlerinden biri olan kabak çiçeği dolmasına karar verdim. Ailemi ziyaretim sırasında annemle yürüyüş yaparken, önünden geçtiğimiz bir bahçede bolca kabak çiçeği gördük ve izin alarak taze taze dalından topladık kabak çiçeklerini, gerçi ben durumu anneme önceden söylediğim için, komşusundan da istemiş, böylece çok miktarda kabak çiçeğimiz oldu, bu durumun tek sıkıntısı, çiçeklerin bekledikçe kapanması ve doldurma işinin zorlaşması. Ama pişince çıkan lezzet o kadar güzel ki verilen emeğe kesinlikle değiyor.

Kabak çiçeği dolmasını, annemin bildiği ve benim Bodrum tatilim sırasında yediğim (çok beğendiğim için tarifini sormuştum aşçıya-o zamanlar blogum yoktu ama yemek merakım hep vardı ) tarifi birleştirerek yaptık. Ama daha sonra öğrendim ki, kabak çiçeği dolması süt ve kaymak konularak hazırlanan bir içle yapılırmış, ilk fırsatta bu şekilde deneyeceğim, sanırım gelecek yaza fırsat bulurum ancak. Yanda görünen çiçeği burnunda kabak, araya karışmış, biz çiçeğini toplamak isterken kendisi de gelmiş…

Kabak çiçeği dolmasının püf noktası yukarıda da yazdığım gibi, toplandıktan sonra kısa sürede doldurulması gerekliliği, çünkü çiçekler kapanıyor ve açmaya çalıştığınızda çok ince olan yapraklar yırtılıyor. Kabak çiçeklerini toplayınca hemen ortalarındaki toz gibi olan bölümün koparılması sonrasında da yıkanarak ters çevrilip sularının süzdürülmesi işimizi kolaylaştırıyor. Tabi en önemli püf nokta ise dolma içinin önceden pişirilmiş ve soğutulmuş olması. Ön bilgilerden sonra gelelim tarifmize;

Malzemeler:

-3-4 adet kuru soğan
-2-3 adet iri domates
-1 çay bardağı zeytinyağı
-2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
-2 su bardağı pirinç
-1 su bardağı bulgur
-1 yemek kaşığı kuru nane
-1’er tatlı kaşığı karabiber ve kırmızı biber
-9-10 dal maydanoz ve 7-8 dal dereotu
-2 tatlı kaşığı şeker
-2 yemek kaşığı kuş üzümü
-1 limonun suyu
-1 tatlı kaşığı tuz
-3 su bardağı kaynamış su
-40-50 adet kabak çiçeği


Yapılışı:

Öncelikle içimizi hazırlamak için kuru soğanları yemeklik doğrayıp 1/2 çay bardağı zeytinyağı ile hafifçe kavuruyoruz, dolmalık fıstığımızı ekliyoruz ve pembeleşene kadar kavurmaya devam ediyoruz, kabuklarını soyup çok küp şeklinde doğradığımız domatesimiz biraz piştikten sonra sırasıyla, nane, karabiber ve kırmızıbiberi ekleyip, yıkadığımız pirinci ilave ediyoruz. Pirincimiz biraz kavrulunca bulgurumuzu, şekerimizi, kuş üzümünu, limon suyumuzu ilave ediyoruz. Son olarak da tuzunu ve 2 su bardağı kaynamış suyu ilave edip, çok kısık ateşte pirinç ve bulgur suyu çekene kadar pişiriyoruz. Son olarak ince kıyılmış dereotu ve maydanozumuzuz ekleyip, ocaktan alıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.
Kabak çiçeklerimizi yukarıda bahsettiğim şekilde yıkayıp hazırladıktan sonra, içlerine soğumuş olan içimizden 1-1,5 tatlı kaşığı doldurup, çiçeğin yapraklarını üzerine kapatarak tenceremize diziyoruz, tüm çiçklerimiz ve dolma içimiz bitene kadar işlemi tekrarlıyoruz. Doldurma işlemi tamamlanınca kalan yarım çay bardağı zeytinyağını üzerine gezdirip 1 su bardağı kaynamış suyu da ekleyip, pişirmeye başlıyoruz, suyumuz kaynamaya başlayınca ateşi kısıp 10 dakika kadar pişiriyoruz. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken nokta, kabak çiçeklerinin çok ince olması nedeniyle çabuk pişmesi, içimizden önceden piştiği için kontrol ederek, ocakta fazla tutmaka gerekiyor. Ocaktan aldığımız dolmalarımız ılınınca servis tabağına alıyoruz. Yanına limon dilimleri, domates, salatalık ile birlikte servis yapabiliriz. (tek başına da yeterince lezzetli) Afiyet olsun…

ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMASI

17 Ağu
Haftasonunun tariflerini bitiriyorum. Geriye mahlepli poğaça kaldı onu da yakında vereceğim. Zeytinyağlı yaprak sarması bana zor geliyor, yeni evlendiğim günlerde ilk misafirlerimiz için hazırlamıştım, ama sarma faslı gece yarısına kadar uzayınca, bu iş çalışanlara göre değil, ben artık hazır alırım veya annelere yaptırırım kararı almıştım, şimdilik uyguladığımı da söylemeliyim:) Annem benim geleceğimi duyunca menüye karar vermiş, çok sevdiğim yöresel yoğurt çorbamızı ve yaprak sarmasını önceden hazırlamış. Annemin ölçüleri ve yapımıyla tarifimiz aşağıda;

Malzemeler:

-3-4 adet kuru soğan
-1 çay bardağı zeytinyağı
-2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
-2 su bardağı pirinç
-1 yemek kaşığı kuru nane
-1 tatlı kaşığı karabiber
-1 tatlı kaşığı kırmızıbiber
-2 tatlı kaşığı şeker
-2 yemek kaşığı kuş üzümü
-1,5 limonun suyu
-1 tatlı kaşığı tuz
-1 çay bardağı kaynamış su
-1/2 kg asma yaprağı
-2 su bardağı kaynamış su

Yapılışı:

Öncelikle içimizi hazırlamak için kuru soğanları yemeklik doğrayıp 1/2 çay bardağı zeytinyağı ile hafifçe kavuruyoruz, dolmalık fıstığımızı ekliyoruz ve pembeleşene kadar kavurmaya devam ediyoruz, sonra sırasıyla, nane, karabiber ve kırmızıbiberi ekleyip, yıkadığımız pirinci ilave ediyoruz. Pirincimiz biraz kavrulunca şekerimizi, kuş üzümünu, yarım limon suyunu ilave ediyoruz. Son olarak da tuzunu ve 1 çay bardağı kaynamış suyu ilave edip, çok kısık ateşte pirinçler suyu çekene kadar pişiriyoruz ve ocaktan alıp, soğumaya bırakıyoruz.
Asma yapraklarımızı ise kaynayan suda 1-2 dakika kadar tutarak haşlıyoruz. Bu süre yaprağın tazeliği ve cinsine göre değişiyor, yaprak güzelse, çabucak yumuşayacaktır, o zaman 1 dakika bekletmek yerine, suya batırıp, çıkararak yumuşatabiliriz. Sıcak sudan çıkardığımız yaprakları soğuk suya batırıp, suyunu süzdürüyoruz. Yaprakları elimize yerleştirip, üst kısmına doğru, 1 tatlı kaşığı kadar içten koyup, sigara böreği gibi sarıyoruz ve alt kısmına 3-4 tane yaprağı tüm olarak yerleştirdiğimiz tencereye diziyoruz. İçimiz ve yapraklar bitene kadar sarıp, tencereye diziyoruz, dik olarak dizmek daha iyi oluyor, ama zor gelirse yatay şekilde de dizebiliriz. Sarma işlemi bitince üzerine de 3-4 yaprak kapatıp, kalan yarım çay bardağı zeytinyağını ve 1 limon suyunu üzerine gezdirip 2 su bardağı kaynamış suyu da ekleyip, pişirmeye başlıyoruz, suyumuz kaynamaya başlayınca ateşi kısıp 30 dakika kadar pişiriyoruz. Pişme süresi daha kısa olabilir, yaprakların durumuna bakarak, anlayabiliriz. Ocaktan aldığımız yaprak sarmaları oda ısısına gelince servis tabağına alıyoruz, limon dilimleri ve maydanoz yaprakları ile süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA

23 Tem
Bir barbunya tarifi de benden… Barbunyayı evde seviyoruz yazın tazesini, kışın ise dondurucuya koyduklarımı kullanarak çok sık olmasa da pişiriyorum. Aşçı yamağı da her öğünde tüketilebilecek bir zeytinyağlı olması nedeniyle, hem yemek, hem meze kılığına girebilmesi marifetleriyle gayet memnuniyle karşılıyor barbunyayı, gerçi yanında pilav ve türevleri varsa daha bir mutlu oluyor. Ben ise meze halini daha çok seviyorum, yanında beyaz peynirle tüketmenin de gayet güzel olduğunu söylemeliyim.
Sanırım blog takipçilerinin çoğunun bir barbunya tarifi vardır, benimki de çoğununkine benzer eminim, ama ben yine de tarifimi paylaşmak istiyorum, çünkü blogu takip eden arkadaşlarımdan biri “ne güzel benim de yapabileceğim kolaylıkta tarifler veriyorsun” demişti, ben de bu sözden etkilendim, kolay ve klasik de olsa yaptığım şeylerin tariflerini mümkün olduğunca paylaşmaya çalışıyorum. Diğer tariflerden farklı olarak ben barbunyayı pişirirken hem sarmısak, hem de soğan kullanıyorum. Fazla uzattım sanki:), tarif şöyle;
Malzemeler:
-Yarım kilo taze barbunya(ayıklanmış halde)
-2 orta boy soğan
-5-6 diş sarmısak
-3 adet yeşil biber
-4 orta boy yaz domatesi
-2 adet patates
-2 adet havuç
-Tuz, baharat
-2 adet kesme şeker
-4 yemek kaşığı zeytinyağ
-7-8 dal maydonoz
Yapılışı:
Her zaman olduğu gibi, öncelikle küçük şekilde doğradığımız soğan ve sarmısakları 2 yemek kaşığı sıvıyağda hafifçe kavuruyoruz ve sırasıyla yeşil biberleri, küp küp doğradığımız havuç ve patatesleri ekliyoruz. Sonra kabuklarını soyup, doğradığımız domatesleri ekliyoruz ve sos kıvamı alana kadar pişiriyoruz. Bu aşamada barbunyaları ekliyoruz ve 3-4 dakika daha pişiriyoruz. Sonra 3 bardak suyumuzu ilave edip, tuz, karabiber, kırmızıbiber ve kesme şekerlerimizi koyuyoruz ve barbunyalar yumuşayana kadar kısık ateşte pişiriyoruz. (Eğer gerekirse pişme sırasında su ilavesi yapabiliriz) Biraz ılıdıktan sonra kalan 2 yemek kaşığı zeytinyağını ekliyoruz. Servis sırasında doğranmış maydanoz ile süslüyoruz. Afiyet olsun…

ZEYTİNYAĞLI PATLICAN

11 Tem

Bol bol tatlı şeyleri sıraladıktan sonra sebze yemeği yazmalıyım diye düşündüm. Yaz aylarında olmak bu bakımdan şans, aslında düşününce kış sebzeleri de az değil. Ama taze fasülye, patlıcan, kabak, börülce, bakla, bezelye, semizotu varlıklarıyla seçeneklerimizi arttırıyorlar. Gerçi artık herşeyi hem yaz aylarında, hem de kış aylarında bulur olduk, derin dondurucular, konserveler ve sera üretimi sayesinde ama hiçbiri en taze halini tutamaz sanırım. Patlıcan senelerce yemediğim bir şeydi, şimdi ise vazgeçilmezlerimden biri, hele bu şekilde yapınca çok seviyorum, hem yemek, hem de meze olarak tüketiyoruz, hatta kahvaltı masamızda zeytinyağlı kontenjanından yerini alıyor. Tarif basit, bol yaz domatesi ve yeşil biber ile pişen zeytinyağlı patlıcan, yanına beyaz peynir, bir dilim de kızarmış ekmek…

Malzemeler:

-3-4 adet orta boy patlıcan
-5-6 diş sarmısak
-3-4 adet orta boy sulu yaz domatesi
-5-6 çarliston biber
-1 adet acı yeşil biber(isteğe bağlı)
-3 yemek kaşığı zeytinyağ
-Tuz

Yapılışı:

Patlıcalarımızı soyup, irice küpler halinde doğradıktan sonra, yarım saat kadar tuzlu suda bekletiyoruz. Sarmısaklarımızı doğrayıp, sıvıyağda çok az pişirip, irice doğradığımız biberleri ekliyoruz ve kızarmış biber kokusu mutfağımızı sarana kadar bekliyoruz. Bu aşamayı geçince kabuklarını soyup, doğradığımız domatesleri ekleyip, kıvamlı bir sos oluncaya kadar pişiriyoruz ve tuzlu suda bekletip, tekrar yıkadığımız patlıcanları ilave edip, 1 küçük çay bardağı su ekleyip, tuzunu ayarlıyoruz ve patlıcanlar yumuşayana kadar pişiriyoruz. Soğuk ve sıcak olarak tüketebiliriz, ayrıca domates soslu patlıcan kızartmasına alternatif olabileceğini söyleyebilirim. Afiyet olsun…

ENGİNAR DOLMA

2 Nis

Enginar bütün faydalarına rağmen uzak durduğum bir sebzeydi. Nedense gözümü korkutmuş ve evde yapmayı hiç denememiştim. Geçen hafta, vereceğim tarifle son derce kolay bir şekilde yaptım ve keyifle yedik. Biliyorsunuz özellikle karaciğer için çok faydalı. Enginarla ilgili önemli nokta, tüm açık renk sebzeler gibi kararma tehlikesi, bunu da limonlu suda bekleterek önleyebiliriz.

Malzemeler:

-4 adet enginar(Soyulmuş olarak aldım, tabi kendinizde soyabilirsiniz veya konserve kullanabilirsiniz)
-1 adet patates
-1 adet kırmızı biber
-1 adet havuç
-1/2 su bardağı bezelye
-1 orta boy soğan
-1-2 diş sarmısak
-2 yemek kaşığı krema
-1 yemek kaşığı zeytinyağ

Yapılışı:

Küçük doğradığımız soğanları sıvıyağda kavurduktan sonra sırasıyla, sarmısak, biber, havuç ve patatesi ekliyoruz.(hepsini küp şeklinde doğrayabiliriz) 5 dakika kadar kavrulunca malzemelerimiz, kremayı da ekleyip altını kapatıyoruz. Enginarlarımızın içine paylaştırıp, orta derinlikte bir tencereye yerleştiriyoruz dolmalarımızı ve 1 su bardağı su ekleyip, kısık ateşte enginarlar yumuşayana kadar -yaklaşık 30 dakika- pişiriyoruz. Ben enginarları ters çevirmeden yerleştirdim, ters çevrirerek de pişirebilirsiniz, tabi çevirmek sıkıntılı olabilir veya pişirme kağıdına sarıp, çevrilebilir. Bir sonraki denemem bu şekilde olacak sanırım. Afiyet olsun…

PİRİNÇLİ PIRASA

27 Mar
Pırasa tarifi son derece basit. Klasik bir tarif hepimizin annesinin yaptığı gibi sanırım. Ben de pırasayı yemek olarak düşündüğümde bu şekilde yapıyorum. Pırasa da pek çok farklı lezzete uyum sağlayan bir sebze. Çorbasını, böreğini, dolmasını, omletini yapabiliriz, ayrıca grateni de yapılabilir. Önümüzdeki günlerde böreğinin de tarifini vereceğim. Klasik ve basit tarif ise şöyle;

Malzemeler:

-1 kg pırasa
-2 adet havuç
-1/2 çay bardağı pirinç
-1 adet domates
-Tuz, limon tuzu
-Sıvıyağ

Yapılışı:

Sıvıyağda halka şeklinde doğradığımız havuçları biraz kavurduktan sonra, kabuklarını soyduğumuz domatesi küçük doğranmış şekilde ekliyoruz. Yıkayıp, halka şeklinde doğradığımız pırasalarımızı da ekleyip, 1,5 su bardağı suyumuzu ve 2-3 küçük parça limon tuzumuzu (limon tuzu yerine 1,5 limonun suyunu kullanabiliriz) ekliyoruz ve kısık ateşte pişirmeye bırakıyoruz. Pırasalarımız yumuşamaya başlayınca, pirincimizi ve tuzunu ilave edip, pirinçlerimizde yumuşayana kadar pişiriyoruz. Sıcak veya soğuk olarak servis yapabiliriz. Servis sırasında da limon ilavesi yapabiliriz. Afiyet olsun…